Boreas Admin
Mesaj Sayısı : 114 Points : 333 Reputation : 1 Kayıt tarihi : 08/11/09 Yaş : 27 Nerden : Sakarya
| Konu: Ayrılık Çanları | 1.Bölüm Paz Şub. 07, 2010 10:21 am | |
| Ayrılık Çanları
1.Bölüm - Sır
Bu yazdığım hikâye, hayran hikâyesi olup hiçbir şekilde çıkar elde edilmemektedir.
Tanıtım amaçlı kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir şekilde çoğaltılamaz
Soğuk kan, damarlarımda dolaştı. Heyecan kapladı her yanımı. Mutluluk yoktu. Seslerin geldiği bölgeye odaklandım. Soğuk kan sıcaklaştı. Beni heyecanlandıran sesin nerede olduğunu çözdüm..
Yaşamak için hiçbir sebebin yok..
Acıdı. Bu sözden sonra, bu kendini beğenmiş laftan sonra acıdı yüreğim. Sinirlendim. Kimdi bu konuşan? Kimdi bu gerçeği maskelemiş konuşmaları bana aktaran?
Gerçeği öğreneceksin.. Çok yakında..
Bağırmak istedim. İşte o an da, bağırma çabasını gösterdiğim an da rüyada olduğumu anladım. Kaslarım yavaşladı. Bir an buruşmuş çarşafı hissettim. Yarı uykum bölünmesin, bu konuşmayı yapan kişinin amacını bilmemem için hiçbir engel çıkmasın, düşüncesi kabardı içimde.
Seninle görüşeceğiz, Harry..
"-Sen de kimsin!"
Bağırdım. Terli sırtım acıdı. Yatakta doğrulmak için çabaladım, Sirius'u karşı duvarın dibinde gördüğüm vakit.
"-Sakin ol Harry.."
Tüm hücrelerimin isyan edişini fark etmişti, Sirius. Yanıma yaklaştı. Yatmam için söylendi..
"-Peki o zaman, aşağı gel ve kahvaltıda rüyanda ne gördüğünü anlat."
Çabalarından sonra biraz beklemişti ve söylenmişti. Ardından gidişini fark ettim. Uzaklaşmasını..
Aşağı inmek için merdiveni bulanık gözlerimle aradım. Uzun bir merdiven gözlerimde basamak basamak dizildi. İlerledim. Az önce ki sesleri düşündüm.. Düşünmemek için hiçbir sebebim yoktu ki.
"-Nereye gidiyorsun!"
"-Kapa çeneni!"
Tüm öfkemle Mrs.Black'in portresinin perdesini çektim ve küfrettim. O da rüyamdaki ses gibi konuşmasın.. Acıtmasın yüreğimi. Özletme huyunu kullanmasın.. Özletme demişken Ron ve Hermione'yi anımsamamak elimde değildi ki.
Merdivenden çıkan tıkırtı müziği bitmişti. Gözlerimi ovaladım, mutfağı gördüm.
Taşlarla örülmüş duvarın genişliğini seyrettikten sonra masaya geçmek için ilerledim. Beton döşeme tıkırtı müziği kadar hoş değildi.
"-Günaydın Harry? İyi misin?"
Vega bana bakmadan, yemeği geri kalan boş tabaklara koyarken konuşmuştu. Sesini duyduktan sonra soluma döndüm:
"-Yeterince iyiyim."
Mırıldandım. Sirius'un okuduğu postaya bakınırken, suyla dolu bir bardağı fark ettim. Boğazıma aktardım suyu ister istemez. Kana kana içtim.
"-Rüyanda Voldemort konuşmuyordu değil mi?"
Suyu püskürttüm. Vega 'rüya' kelimesini duyup omzunun üstünden bakarken, ben de cevap vermek için çabalıyordum bir yandan.
"-Bilmiyorum Sirius, kimdi o.. hiçbir fikrim yok."
Vega, daha fazla şaşırmıştı. Bana baktı. Öfkemi kontrol etmeye çalıştım; ama olmadı. Vega bir şeylerin olduğunu sezmişti. Öfkemi ve endişemi fark ettikten sonra:
"-Ne rüyası ? Yine geçen ki rüya gibi mi?"
Biraz düşündükten sonra: "-Geçen ki rüya gibi mi derken?"
Öfkem bir yana dursun, endişem oldukça artmıştı. Önümde duran bardağın dolu olmasını arzuladım. Sirius'un gözlerinden de kaçamadım. Vega'ya baktım.
"-Geçen de rüya görüyordun Harry? Hatırlamıyor musun?"
"-Hayır.. Peki rüyamda ne diyordum?"
Düşünceli bir hal takıldı, Vega. Masaya otururken konuşacak gibi oldu. İçini burkan bir şeylerin olduğu sezdim.
"-Harry, rüyalarına bağışıklık kazanmış olabilirsin.. Sadece etkilendiğin rüyalardan biriydi bu. Fazla büyütmeye gerek yok.. Rahatla biraz."
Vega'dan konuşma beklerken Sirius konuşmuştu. Dediklerinde haklıydı. Vega'nın rahatlamış yüz hatlarını gördüğümde şaşırdım. Bana bir şey açıklayacağını biliyordum.. Rüyamda ne sayıkladığımı biliyordu!
"-Peki ama rüyamda ne söylüyor-" "-Harry yeter!"
Sirius bağırdıktan sonra Vega biraz geri çekildi. Postadan kopan kağıt parçası, bulunduğu kağıda tutundu; ama kopmadı.
Sessiz kalıp kahvaltımı bitirmeye çalıştım. Boğazımdan geçen onca lokma isyan ediyordu.. O kadar isteksizce yiyordum ki, lokmalar haklıydı. Gözlüksüz göremediğim şeylerdi gerçekler adeta..
Vega'yı inceledim. Sarı saçları yüzünü kapamıştı. Bir sır saklıyor mu diye yüzüne bakmak istesem de olmadı. Mavi gözlerini tekrar bana yansıttı.
"-Daha fazla çorba, Harry?"
Ayağa kalktığımı gördü. Hayır anlamında başımı salladım..
"-Odana mı Harry?"
Sirius taşlı duvarda asılı duran, egzotik bir havası olan resimden gözünü ayırıp söylenmişti. Arkama bakmadan: "-Evet. Sizde bana nasıl açıklama yapacağınızı düşünün."
"-Ne demek istiyorsun, Harry?"
Vega, tahmin ettiğim gibi endişeliydi. Tuhaf bir küf kokusu mutfağı sararken arkama baktım:
"-Rüyamda hala ne sayıkladığımı söylemiyorsun! Buraya geldiğimden beri neden Ron'la Hermione'ye mektup göndermemi engellediğini bile bilmiyorum!"
Son cümleyi Sirius için söylemiştim. Ona baktım, Sirius'a. Postadan hala gözlerini ayırmamıştı.
"-Her şeyi öğreneceksin, Harry. Yakında Kovuk'a da gideceksin. Biraz sabırlı olman lazım.."
"-Umarım doğru diyorsundur Vega.."
Mırıldandım. Bana çocuk gibi davranan bölgeden uzaklaşmak istedim.. Nemli gözlerimi gördüm beton döşemede..
Karakter Tanıtımı Harry James PotterBellatrix "Bella" LestrangeDraco MalfoyGinevra "Ginny" Molly Weasley Hermione Jean GrangerRonald "Ron" Bilius WeasleyLuna "Loony" LovegoodNeville Longbottom"GÜNCELLENECEKTİR." | |
|